Kayınvalidesiyle Geçinemeyenler İçin Bir Hikaye
Ekim 05, 2018 Merhaba dertli dostlarımız. Bugün madem sizlerden gelen sorularda kayınvalidelerle ilgili konulara değindik, düşündük ki hemen her evlilikte bu sorunlar vardır. İşte tüm bu sorunlarınıza ilaç olacak, yüreklerinizin gamını, pasını silecek ufak bir hikayemiz var sizlere. Buyurun size bir kıssadan hisse...
Evvel zaman içinde, buradan çok uzaklarda Çin'de yaşayan genç bir kız vardı. Bu kız, o kadar güzeldi ki, evlilik çağına geldiğinde birçok delikanlı kendisine talip oldu. Bu güzel kızımızın da bu delikanlılardan birine gönlü ısındı. Çok geçmeden evlendiler. Ve mutlu oldular...
Masallar hep böyle biter değil mi? Ama aslında asıl mesele hep buradan sonra başlar. Çünkü her evlilikte cicim ayları bitince bazı sorunlar ortaya çıkar. İşte bizim bu güzeller güzeli genç kızımızın da evliliğinde durum aynı oldu. Bu kızcağızın kaynanası aksi mi aksi, ters mi ters bir kadındı. Üstelik aynı evde yaşıyorlardı. Kızcağız ağzıyla kuş tutsa, kaynanasına beğendiremiyordu. Kaynana sürekli gelinini eleştiriyor, saçını, kıyafetini, yürüyüşünü, konuşmasını hatta nefes almasını bile beğenmiyordu.
Gel zaman git zaman işler çığırından çıkmaya başladı. Kaynana gün geçtikçe daha huysuz, daha huzursuz bir kadın haline geliyor, gelini ise, onun bu tavırlarına dayanamıyor ve sürekli olarak tartışıyorlardı.
Gelin düşündü, "bu iş artık böyle gitmez!" dedi. Eğer kaynana yaşamlarında olmasa, eşiyle gül gibi geçinip gideceklerdi oysa. Ama her akşam evde huzursuzluk yaşandığından, ne eşi ne kendi rahat edemiyordu. Genç gelin önce eşine, evlerini ayırmayı önerdi. Kaynana buna şiddetle karşı çıktı. Çünkü gelenekler, bir gelinin asla ayrı bir evde oturmasına izin vermiyordu. Bu durumda tek bir seçenek kalmıştı...
Gelin düşündü, "bu iş artık böyle gitmez!" dedi. Eğer kaynana yaşamlarında olmasa, eşiyle gül gibi geçinip gideceklerdi oysa. Ama her akşam evde huzursuzluk yaşandığından, ne eşi ne kendi rahat edemiyordu. Genç gelin önce eşine, evlerini ayırmayı önerdi. Kaynana buna şiddetle karşı çıktı. Çünkü gelenekler, bir gelinin asla ayrı bir evde oturmasına izin vermiyordu. Bu durumda tek bir seçenek kalmıştı...
Gelin bir gün eski bir aile dostuna gitti ve kaynanasını zehirlemek için etkili bir zehir istedi. Aile dostu zehri verdi vermesine ama bu zehrin en yakın 3 ayda etki edeceğini söyledi. Ve bu süre zarfında hiç kimsenin kendisinden şüphe etmemesi için kaynanasına iyi davranmasını da sözlerine ekledi. Gelin her gün kaynanasının yemeklerine bu zehirden karıştıracak ve şüphe çekmemesi için ona iyi davranacaktı.
Evine dönen genç gelin, söylenenleri harfiyen uygulamaya başladı. Ama bu esnada beklenmedik bir şey oldu. O kötü, huysuz, aksi kaynana sanki gitti de yerine iyiliğiyle melekleri kıskandıracak bir kadın geldi. Gelin kaynana, anne kız gibi oldular. Ve artık geçinebiliyorlardı!
Hal böyle olunca gelin, kaynanasını zehirlediği için pişmanlık duymaya başladı. Hemen eski aile dostunun dükkanına gitti. Ve zehrin etkisini giderecek bir ilaç istedi. Çünkü kaynanasının sayılı günleri kalmıştı. Ve o ölürse, gelin tüm ömrünü pişmanlıkla geçirecekti.
Eski aile dostu gelinin bu endişesi için tatlı bir tebessüm etti ve kaynanasının ölmeyeceğini söyledi.
-Sana zehir olarak verdiğim şişede yalnızca iştah açıcı bazı ilaçlar vardı. Asıl zehir ise, senin ruhundaydı. Sen bu sürede ruhundaki zehri söküp attığından, artık kayınvaliden değil, ikinci bir annen var.
İşte böyle dostlar! Sizler de eğer içinizdeki zehri sökmeyi başarırsanız, önyargılarınızdan arınır, ve kayınvalidelerinizle daha mutlu olmayı başarabilirsiniz.
Fakat bazı istisnalar da yok değil! Ne yaparsanız yapın ilişkilerin asla düzelmediği gelin kaynana diyalogları da yaşamın içinde elbette vardır. Eğer öyle bir durum yaşayanlarınız varsa, belki bunun için de hep birlikte bir çözüm üretebiliriz. Sevgiyle kalın...
Eski aile dostu gelinin bu endişesi için tatlı bir tebessüm etti ve kaynanasının ölmeyeceğini söyledi.
-Sana zehir olarak verdiğim şişede yalnızca iştah açıcı bazı ilaçlar vardı. Asıl zehir ise, senin ruhundaydı. Sen bu sürede ruhundaki zehri söküp attığından, artık kayınvaliden değil, ikinci bir annen var.
İşte böyle dostlar! Sizler de eğer içinizdeki zehri sökmeyi başarırsanız, önyargılarınızdan arınır, ve kayınvalidelerinizle daha mutlu olmayı başarabilirsiniz.
Fakat bazı istisnalar da yok değil! Ne yaparsanız yapın ilişkilerin asla düzelmediği gelin kaynana diyalogları da yaşamın içinde elbette vardır. Eğer öyle bir durum yaşayanlarınız varsa, belki bunun için de hep birlikte bir çözüm üretebiliriz. Sevgiyle kalın...
4 yorum
çok güzel hikayeeeee :)
YanıtlaSilEvet çok eski bir Çin halk hikayesi bu. O gün kayınvalideler hakkında soru gelince, paylaşmak istedim. Aslında her konuda böyle değil midir, asıl zehir hep insanın kendi ruhundadır. Onu attığı zaman gerçekleri görmeye başlar insan :)
SilÇok güzel bir hikaye gerçekten. Ama zehir hep gelinin değil bazı kayınvalidelerin içinde de var desek yanlış olmaz sanırım. 😉
YanıtlaSilTabii ki yanlış olmaz Ayşe Hanım. Aynı şekilde kayınvalidelerin de zehrini atması gerekiyor. Aslında zehir dediğimiz şey önyargılar. Toplumda klasik bir yargı vardır. Gelin kaynana geçinemez diye... Bu yargı kırıldığında aslında kayınvalidenin bir anne, gelinin de öz evlat gibi olabileceğini görebilir herkes. :)
Sil