Kitap Projesi 5. Bölüm 2. Parça
Mart 10, 2020
Padişahın musahibi, bazen en yakın arkadaşı ve hatta can yoldaşı Hasan
Can… Yavuz Sultan Selim’e göre her padişahın mutlaka Hasan Can gibi güvendiği
bir adamı olmalıydı. Hem devlet meselelerinde hem de özel yaşamında Hasan Can
onun itimadını en çok hak eden kişiydi. Onun şimdi böyle aceleyle geldiğini
görünce meraklanmadan edemedi.
-Hayırdır İnşallah!
Dedi belli belirsiz bir ses tonuyla
Dedi belli belirsiz bir ses tonuyla
Hasan Can hünkârın
oturduğu sedirin önüne vardığında kan ter içinde ve soluk soluğa kalmıştı. Bu
sıcakta koskoca Topkapı sarayının diğer ucundan has bahçeye yürümek kolay
değildi. Hele böyle aceleyle olunca...
Sultan Selim, bu
boğucu temmuz öğleden sonrasında biraz dinlenmek istediğinden ötürü, az önce
ağalara yanına kimseyi yaklaştırmaması için emir buyurmuştu. Padişahın oturduğu
çardağın etrafı bal rengi, ferah tutan bir kumaşla çevrilmişti. Muhafızlar ise, çardağın iki yanında beklemekteydiler. Hasan Can hızlıca gelip, çardağın önünde
durduğunda muhafızlar ellerinde tuttukları sivri uçlu, soğuk görünmüyle insanın
içini ürperten mızrakları birleştirerek,
onun geçmesine engel olmak istediler.
-Hasan Can Ağa, hünkarımız istirahat ediyorlar.
- Hünkarımıza önemli bir haber getirdim!
Sultan Selim bu
konuşmaları, oturduğu bolca sırma işlemeli yastıkları olan sedirin üzerinden
duyuyordu. Sedirin üzerine, yastıkların arasında rahatça oturarak bağdaş kurmuş
olan padişah, gücün sembolü olan yakut
yüzüklerle donatılmış, iri kemikli elini havaya kaldırarak, gür sesiyle ağalara,
-Ağalar, bırakın gelsin!
Dedi.
Ağalar bu heybetli
emrin üzerine hemen mızraklarını Hasan Can’ın yolundan çektiler. Hasan Can
hızlı hareketlerle ama saygıda kusur etmeden hünkarın önüne geldi ve durdu.
Ellerini karın hizasında birleştirerek, derin bir saygıyla eğildi...
-Hünkarım
Diyebildi.
Sultan Selim’in
parmaklarındaki yakut yüzüklerin parıltısı, kavuğunun üzerine iliştirilen aynı
tonlardaki devasa yakut taşın ışıltısıyla daha da yükseliyordu. Giydiği Hint ipeğinden dikilmiş,
kehribar tonlarındaki ince kaftanın üzerindeki minyatür işlemelerin zarafetiyle
bir padişahtan çok Antik Yunan eserlerinde tasvir edilen heybetli bir Tanrıyı
andırıyordu Sultan Selim. Sanki biraz sonra asasını yere vurarak, gökyüzünden
yıldırımlar düşürecek olan mitolojik Tanrı Zeus’tu. Veya denizcilerin
saygısızlıklarına tahammül edemeyen ve onları cezalandırarak, fırtınalar
estirip, denizleri coşturacak, şiddetiyle donanmaları batıracak olan
Poseidon’du.
Hasan Can bu heybetli görünüme sahip olan padişahın önünde eğilmişken, bunu düşünmekte idi.
Hasan Can bu heybetli görünüme sahip olan padişahın önünde eğilmişken, bunu düşünmekte idi.
Hünkar eliyle Hasan
Can’a doğrulmasını işaret etti ve kalın, gür kaşlarını çatarak, hiddetle sordu:
-Hasan Can ne bu vaziyetin, bu telaş ne?
Hasan Can sesini hünkârın yanındaki diğer
cariyelerin ve ağaların duymasını engelleyecek şekilde alçaltarak cevap verdi:
-Hünkârım Hak Teala’nın izniyle size hayırlı haberler
getirdim!
Bunu duyan Sultan
Selim’in az önce yüzünde fırtınalar estiren karamsarlık yok oldu. Hasan Can
hünkarın yanına bir adım daha yaklaştı ve sesini diğerlerinin duymasını tamamen
engellercesine iyice alçaltarak konuşmaya devam etti.
-Hünkarım nihayet Mısır sarayından beklediğiniz müjdeli
haber geldi.
Bu haber Sultan
Selim’in keskin bakışlı siyah gözlerini buğulandırdı. Ellerini gökyüzüne doğru
açarak:
-Allah’ım sana şükürler olsun
Diyebildi.
Hasan Can, onun bu
habere sevineceğini biliyordu. Hünkarının yüzünün sevinçle aydınlanması onun da
içini rahatlatmıştı.
Hünkar dudaklarını
hafifçe kımıldatarak, içinden bir şükür duası okudu. Ve dua sırasında havaya
doğru kaldırdığı ellerini yüzüne doğru usulca sürerek
-Amin!
Dedi.
Sonra Hasan Can’a döndü ve:
Sonra Hasan Can’a döndü ve:
-Gören, duyan oldu mu?
Diye sordu.
Hasan Can:
Hasan Can:
-Asla hünkârım. Tıpkı emrettiğiniz gibi mektup gelir gelmez
size haber verdim.
- Mektup kime gönderildi.
-Buyurduğunuz üzere aşçıbaşı Bülbül Ağa’ya yollandı
Hünkarım.
-Güzel…
Dedi Yavuz Sultan
Selim, sorularına tam da istediği cevapları almış olmanın rahatlığıyla.
-Derhal Mısır Sarayına haber yollansın. Gereken hazırlıklar
her ne ise, erkânına uygun biçimde yapılsın.”
-Emredersiniz hünkârım.
Diyen Hasan Can eğilmiş vaziyetteyken, geri geri birkaç
adım attı. Hünkarı tekrar selamlayarak, huzurdan ayrıldı.
Sultan Selim’in
Hasan Can’ın hızla ilerleyen adımlarını takip eden gözlerine bu bahçe, artık
daha geniş ve daha renkli görünüyordu. Aylardır beklediği haberdi bu. Ve
Allah’ın kendisine bahşettiği bir lütufla nihayet gelmişti. Bunaltıcı sıcaktan bile eser kalmamıştı
şimdi. Bu haber cennet bahçelerinden gelen bir esintiydi payitahtın
üzerine ve kolay kolay etkisini kaybedecek gibi görünmüyordu.
Kitap projesi Dert Anası'nın noter onaylı çalışmasıdır. Bölümlerin herhangi bir yerde izinsiz yayınlanması, kopyalanması, paylaşılması gibi durumlarda hukuki süreç başlatılacaktır.
Kitap projesi Dert Anası'nın noter onaylı çalışmasıdır. Bölümlerin herhangi bir yerde izinsiz yayınlanması, kopyalanması, paylaşılması gibi durumlarda hukuki süreç başlatılacaktır.
Dertli dostum’u şu hesaplardan takip edebilirsiniz: Facebook - Twitter - Instagram
28 yorum
Gülhan hanım Yavuz Sultan Selim'in hikayesinin sonu nereye varacak merakla bekliyorum.
YanıtlaSilYavuz önemli bir sırra sahip, bakalım ilerleyen bölümler neyi gösterecek. Çok teşekkürler yorumunuz için. =)
SilSonraki bölümleri merakla takip edeceğim.
YanıtlaSilTeşekkürler Barış Bey. =)
Sil1. bölümü buldum şimdi =)
YanıtlaSilYukarıda Bastet başlığı altında hepsi var. İlginiz için teşekkürler. =)
Silah yanlış yerden başlamışım o zaman
SilŞimdi, ben şuraya kitabın ilk bölümünü bırakayım. :) https://www.dertlidostum.com/2019/06/kitap-projesi-1-parca.html Giriş bölümü ilk parçası bu. Aşağıda anlattım ama size de anlatayım. Bu iki zamanlı bir hikaye. Bu kısımlar flash back ve tarihte Yavuz döneminde geçiyor. Ana bölümler ise Umay adındaki bir karakterin bir tarih profesörü ile yaptığı bir araştırmayı anlatıyor. Araştırma Yavuz dönemindeki bu olayla alakalı. Bu tarih kısımları, ana konuya ait bazı bilgileri yakalamayı sağlıyor. =) En iyisi bir sonraki yayında ben bununla ilgili bir açıklama yazıp, tüm bölümlerin linkini sırasıyla vereyim. Çünkü uzun zaman oldu, yeni arkadaşlar geldi sizler gibi sağ olun. =) Eski arkadaşlar bilip takip ediyor da yeni arkadaşlar ne olduğunu bilemiyor doğal olarak. Ama ilgilenmeniz beni çok keyiflendirdi. Teşekkür ederim. Saygılar. =)
SilMektubun aşçıbaşına yollanmasıyla, yemek tariflerindeki sır ortaya çıkacak gibi sanki ama bakalım:)
YanıtlaSilÇok dikkatlisiniz gerçekten de. Oldukça uzun aralarla yayınlıyorum ama yine unutmamışsınız. :) Evet aşçıların yemek tarifleriyle ilgili konu bu şekilde tarih sahneleriyle bazı ip uçları verecek. Çok teşekkür ederim ilginiz için. Sevgiyle kalın. :)
Silooo birinci bölümü de okudum, bayaa iyi bi hikaye ve merakla bekliyorum devamını:)
YanıtlaSilBu aslında beşinci bölüm. Bir önceki bölüm bu flash back'in başıydı. Konu aslında günümüzde geçiyor. Bir tarih araştırmasını anlatıyor. Bu flash back'ler de zaman zaman var kurguda. Ana konuya ait bazı ip uçları veriyor. Okumak isterseniz ilk bölümden itibaren "bastet" başlığında var. Çok teşekkürler beğenmiş olmanıza sevindim. :)
SilTakipteyimmm
YanıtlaSilTeşekkürler, profilinizde bloğunuz yok. Olsaydı ben de sizi takibe alabilirdim. :)
SilHımm Heybetli Padişahın zeusa,posedona benzetmeniz iyi olmuş..🙂 Aşcıbaşı Bülbülağaya mısır hükümdarından bir mektıp,vaaaavv!.🙂
YanıtlaSilDeğil mi ama heybetli bir karakter. :) Aşçıbaşı Bülbül ağa aslında bizim ana karakterlerimizden biri. Umay'ın çevirdiği metinlerin yazarı. :)
Silyavuzun ihtişamını hoş anlatmışsın. sır perdesi bi türlü aralanmadı bakalımlım. mısır, aşçı, bülbülağa, nereye doğru gidiyo bu sır. ayrıca, bişi soruyum, hasancan ve bülbül ağa, var mı tarihte sayiden de :)
YanıtlaSilHasan Can var Deep'çim. Yavuz Sultan Selim'in musahibi ve en güvendiği yardımcılarından. Bülbül Ağa yok. O kurgu karakter. :)
SilHikayenin sonunu merak ediyorum çok akıcı gidiyor.
YanıtlaSilTeşekkürler, beğenmenize sevindim. Devamı en kısa zamanda gelsin o zaman. :)
Silİlk bölümü kaçırdım sanırım ben. Onu da okuyup sonrasını beklemeye devam edelim merakla herkes gibi...
YanıtlaSilBu aslında 5. bölümü hikayenin. İsterseniz hepsi yukarıda "Bastet" başlığı altında var. İlginiz için teşekkürler. :)
SilBen de anladım ki 5 bölümlü hikayenin 2. parçası. :) Tamamdır bakıyorum şimdi. :)
SilYok öyle değil. Ben size ilk parçayı şuraya bırakayım isterseniz. Vaktiniz olursa, okumak isterseniz buradan başlıyor. https://www.dertlidostum.com/2019/06/kitap-projesi-1-parca.html Bu iki zamanlı bir kurgu onu da belirteyim hemen. Bu kısımlar flash back tarihte geçiyor. Diğer kısımlar Umay adında bir karakterin bir profesör ile birlikte yaptığı bir tarih araştırmasını anlatıyor. Tarih araştırması Yavuz Sultan Selim ile ilgili. Bu bölümler de çevrilen metinlerdeki sırrı aydınlatmaya çalışıyor. Çok teşekkürler ilginiz için. Saygılar... :)
Silbu bölümü akşam çocuklara yatacaklarinda okudum,Çok sevdiler, iştahla gelecek parçaları bekliyorlar😊
YanıtlaSilYaa çok sevindim beğenmelerine. :) Çok teşekkürler. Sevgiyle kalın. :)
SilYok yanılmıyorsunuz, kesinlikle doğru tahminlerde bulundunuz. :) Bu flash back'lerin amacı zaten ana konuya ilişkin bazı ip uçlarını verebilmek. Ve siz de bu ip uçlarını doğru yerden yakaladınız. Teşekkürler ilginiz ve yorumunuz için. :)
YanıtlaSilGüzel ve akıcı gidiyor kitap projeniz emeğinize sağlık
YanıtlaSil